Bizim en büyük sorunumuz ahlak zafiyetidir. Bizde ;
bilgi, deneyim/tecrübe ve yetenek ancak iyi ahlakla bütünleşerek anlam kazanabilir. Güzel ahlaktan yoksun bir
öğretmen,bir yönetici ; bilgi, tecrübe ve yeteneklerine rağmen, öğrencileri ve
başkaları için sorun ve huzursuzluk kaynağı haline gelmiş,birer eritim ve öğütüm
mekanizması haline gelir. Dinler, inançlar ve ideolojiler, insanlar içindir.
Eğer bu değerler, kendilerini insanın yerine ikame ederlerse; ortada ne insan
kalır ne de bu değerler.. Din, insanın aslî değerini korumak (ahsen-i takvim)
için gönderilmiştir; yoksa insanın arzu, istek, hırs ve istikbaline hizmet
etmek için gönderilmemiştir. İçinde
AHLÂK olmayan bir dinden İslamdan bahsedilemez..Basit çıkarları için dinlerini
satanlar, bir gün gelir; satacak hiç bir şey bulamazlar..
Peygamber Efendimiz (sav), Mekke'yi fethedeceği
zaman hiç bir Müşriki incitmedi (üç katil, cani hariç), tehdit etmedi ve
hepsinin güvenini kazandı; ondan sonra Mekke'yi fethetti...
Yani korku, tehdit ve aşağılama metodu ile gelen hiç bir düzen ve hizmet
İslami, ahlaki ve insani değildir.. İnançların ve ideolojilerin hak ve hukukun
yerini aldığı bir dünyada hiçbir zaman sorunlar bitmez.. Kişinin kullandığı
dil, onun karakterinden çıkar..
Ne söylediği kadar, nasıl söylediği de önemlidir... Geçici dünyevi veya uhrevi
menfaatleriniz için büyük hedeflerinizden vazgeçiyorsanız, dünyanız da
ahiretiniz de berbat olur..
"Hakiki bir müslüman, samimi bir mü'min hiçbir
zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olmaz. Dinin şiddetle menettiği şey,
fitne ve anarşidir." Bediüzzaman Said Nursi, Tarihçe-i Hayat
Bizler:
Alimlere, şeyhlere, ariflere, Allah dostlarına
hürmet ve saygıyı yok ettik..
Duayı, maddileştirdik..
Kur'ân'ı sloganlaştırdık..
Siyaseti çamurlaştırdık..
Dini sadece "başörtüsüne" indirgedik..
Ahlâkı çıkara kurban ettik..
Şimdi de şikayet ediyoruz..
Ektiğimizi biçiyoruz..
Bu malzemeden böyle bir toplum çıkar..
Ve en tehlikelisi, hiç kimsenin hatasını kabul etmemesidir....
Hiç kimsenin "neden"leri değil; herkesin
"sonuç"ları konuştuğu bir dünyada hiçbir problem çözülmez..
Anlaşmazlıklar, savaşın değil, barışın nedeni ve gerekçesi olmalıdır..
Bu ülke, hepimizin.. havasıyla, suyuyla, toprağıyla,
gönlündeki zenginlikleriyle herkese yeter.. bu doymak bilmeyen hırs,
açgözlülük, kan bürümüş gözler ve merhametten yoksun vicdanlar ve hayadan
uzaklaşmış nefisler.. insanlığı intihara sürüklüyor.. farkında değiliz..
Kin, öfke, inat, gurur ve bencillik, insanların hem
dünyasını hem de ahiretini cehennem çevirir.. İnsanlar, yanlış yapmakta ısrar
ve inat ederlerse, dostlarını kaybeder...
Osmanlı, Avrupa'nın uyandığını farkettiğinde artık
çok geç kalmıştı..
Çünkü kendisine çok güveniyordu... Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar
beklemek aptallıktır. (Einstein)
Şeytana küfrederek sevap ve zafer kazanılmaz.
İsrail düşmanı Müslümanlara sesleniyorum:
İsrail mi Müslümanlara çok zarar veriyor, Müslümanlar mı birbirlerine çok zarar
veriyor? İslam, özgürlük dinidir.. Baskı, zulüm, tehdit ve korku ile yapılan
hizmetler doğru ve İslam'a uygun da olsa hayra ve İslam'a hizmet etmiş olmaz.
Ancak zamanla İslam'dan nefret ettirir.. Batı'nın saldırgan tutumu
karşısında Müslümanlar, bilimi, ahlâkı, sanatı, felsefeyi ve sağduyu
kaybettiler ve kurtuluşu sadece ideolojik İslâm'da ve siyasette aradılar..
Öfkeyi bırakıp, kendimize ve ülkemize, İslam dünyasına ve insanlığın geleceğine
hayırla dua etmemiz lazım..
Geçmişleri tarafından kuşatılanların (takıntı), gelecekleri
yok olur. Gelecekleri tarafından kuşatılanların ise (hırs), her şeyleri yok
olur. Gerçekleri gizleyenler, saptıranlar, küçümseyenler ve görmezlikten
gelenler; gerçeklerin katilidirler. Aklı ve vicdanı ölmüş bir toplum, adım adım
intihara doğru gider. Yaptığınız ibadetlerden bir tat alamıyorsanız, niyetinizi
ve abdestinizi kontrol ediniz... "Benim abdestimden ve niyetimden şüphe
yok" demekle pir ü pak olunmaz..
Akıllı insanlar, sosyal bilimcilerin öngörüsünden ders çıkarır; aptal insanlar
ise, onları felaket tellallığı ile suçlar.(Mustafa GÜVEN)
Müslümanların dünyayı değiştirme iddiasından
vazgeçip önce kendilerini değiştirmeleri, düzeltmeleri gerekiyor..
Herkes, kendi hatasını temize çıkarmak için geçmişi
ve başkasını suçlarsa, bütün fatura Hz. Adem'e çıkar; o da şeytanı suçlar..
Herkesin birbirine beddua ettiği ve tekfir ettiği bir İslam dünyasına Allah rahmetini göndermez.
Dünyaya tapanların, dünya için her şeyi feda
etmeleri normaldir. insanlar, birbirine hesap soralım derken içinde
bulundukları gemiyi deliyorlar.. farkında değiller...
Beddiüzzamanın dediği gibi; dahilde birbiribimize kılıç çekmek
haramdır. İlhahi adalet bize şöyle demiyor mu:
Ve hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı tutunun,
fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın; siz
(birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi,
böylece O’nun (Allah’ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir
çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle
açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.(Ali imran 103)
Aramızdaki fitne ateşini sündürelim. Eğer işlerimiz
ters gidiyorsa; başkalarını değil de kendimizi sorgulamalıyız.. Yanlış ve ters
yola girmiş olabiliriz.. Batan gemide herkes Allah der... Önemli olan servet ve
iktidar sahibi iken Allah diyebilmek ve hak hukuk tanımak.. Hukuk ve adaletin
olmadığı bir dünyada, insanlar ya terörist, ya köle ya da yalaka olurlar..
Adaletin olmadığı yerde terör bitmez..Adaletin olduğu yerde ise terör
tutunamaz.. Haksızlığa karşı mücadelemiz ,ahlaki, hukuki ve adil olursa , zafer
olur yoksa zulüm olur.
İnsanların muhtaç olduğu en önemli şey, para, güç ve
iktidar değil; akıl, mantık, bilgi ve inanç olmalıdır. Bugün Batı, dünyaya
sadece güç ile değil; akıl ve bilgi ile hükmediyor.Rabbim bize akıl ve feraset
versin. Cenab-ı Hak'ın, İslam Dünyasının bu hal-i pür melâlini gerçek bayrama
çevirmesi dileği ile Dua edelim.. İnşallah bu sıkıntılı günler kazasız ve
belasız az hasarla geçer.. Dilimize, üslubumuza ve seviyemize dikkat edelim..
Bu konuda birbirimizi "güzel bir üslup" ile uyaralım..
0 yorum