3

Uzun yıllar önce eski devirlerde yaşlı bir bilge adam ve talebesinin arasında geçtiği söylenir bu hikâyenin...Bir gün bilge olmaya karar veren gencin biri,kendisine yardım edebilecek bir bilge aramaya koyulur.Ve nihayet bir gün aradığı bilge adamı uzun bir yolculuktan sonra bulmuştur genç adam.Hemen bilge adamın yanına varıp nasıl bilge biri olabileceğini sorar bilge adama. Bilge adam herhangi bir cevap vermez genç adama. Bu durum üç gün boyunca tekrar eder.

Genç adam,bilgenin kendisine yardımcı olamayacağını düşünürken bilge adam,gencin kendisini takip etmesini ister,genç heyecanla onu izlemeye koyulur,nihayet masmavi kesilen deniz kıyısına kadar yürürler.

Bilge adam sahilden denize doğru ilerler suları yara yara;genç ise bilgenin ne yapmak istediğini anlayamamıştır ve şaşkındır fakat onu takip etmesi gerektiğini düşünür ve onu takip eder.Su seviyesi bedenlerinin yarısını içine almıştır artık.Bilge adamın,”genç adam yanıma yaklaş” der gibi bakışlarını görünce daha bir hızlanıp sevinç ve saygıyla ve biraz da şaşkınlıkla bilgenin yanına yaklaşır, tam ağzını açacakken yaşlı bilge adam çevik bir hareketle onu ensesinden yakalayarak kavrar ve başını suya batırır.Sersemleyen genç adam bir an debelenir, sonra da rahatlayarak: ‘ Benim ne istediğimi anladı. ’ diye düşünür. “Bu da bir arındırma ritüeli olmalı...”

 

Fakat ensesindeki yaşlı el, bir saniye bile yumuşamadan onu suyun altında tutmaya devam eder. Ciğerlerindeki son havanın tükenmeye başladığını hisseden adam, birden paniğe kapılır. Korku ve şaşkınlıkla: “ Bu bir bilge değil, zır delinin teki ! ”der ve başlar çırpınmaya. Ama ensesindeki pençeden kurtulamaz. Nefesi, direnciyle birlikte yok olurken durgunlaşır. Durgunlaştığı anda üstat onu sudan çıkarır, biraz soluklandıktan sonra, bilgeye kızmak ister, kıpkırmızı kesilen başını kaldıracakken bilge adam tekrar onu denizin tuzlu suyunun içine batırır. Genç adam nefesinin tükendiğini ve tehlike çanlarının çaldığını anlatmak ister gibi suyun altında can havliyle çırpınıp durur.Nihayet yorgun düşen bedeni yavaşlamaya başlamışken,bilge adam onu suyun altından çekti ve soluklanmasına izin verdi.

 

Genç adam çok kızmıştır. Bu yaptığına bir anlam verememiş ama meraklı bakışlarını bilge adama yönlendirir, gözleri kan çanağı olmuştur. Bilge adam müstehzi bir gülümsemeyle gence bakar ve ona : “Suyun altında kaldığın müddet içerisinde en çok istediğin şey neydi? ” sorusunu sorar. Zar zor kendine gelmeye çalışan genç adam: “ nefes almaktan başka bir şey düşünmedim ” cevabını verir. Bunun üzerine bilge,manalı bir gülümsemeyle şöyle der: “işte genç adam ! bilge olmak istiyorsan, suyun altındayken hava almaya duyduğun istek gibi, bilge olmayı istemelisin ” der.Hepimiz bu hikayeden kendimize göre kıssadan bir hisse almışızıdır . Bu hikayede hangi işe başlanırsa başlansın önce ne istediğini iyice bilmek ve buna göre bir atılım yapmak olmalıdır. Aksi halde, birey başladığı noktaya gerisin geriye dönüş yapmak zorunda kalır.

Ne istediğini bilen toplumlar okuyan anlayan düşünen toplumlar olmuştur. Bugün batı toplumu bunu başarmış olduğundan bugünkü konumuna sahip olmuştur;bilgiye ulaşmış,onu işlemiş ve kendisinden bir şeyler katmıştır ve onu pazarlayabilmiştir.Öyle bir noktaya geldik ki,kendi tarihimizi onların kalemlerinden öğrendik,onları rol model almaya başladık,kendimizi geçmişimizi unuttuk.Öyle ki Batı şarkiyatçı entelektüeller yetiştirip İslam tarihimizi yeniden ve kendi bakış açılarından bizlere öğrettiler.Ne kadar ilginç değil mi?

 

Okumazsak anlamazsak öğrenmezsek; bize okuturlar anlatırlar öğretirler…Ama kendi okuduklarını kendi anladıklarını ve öğrendiklerini…Bunun için İslam dünyası içerisinde bu tür şarkiyatçılarla fikir birliği olan veya paralel bir düşünce sistematiğine sahip enteleküellerimiz (! )de vardır.Bunun için örnek vermeye ihtiyaç da yok sanırım.Özellikle bu konudaki çalışmalarını takdirle ve hayranlıkla takip ettiğim bir düşünürün ismini vermeden ve düşüncesine de yer vermeden geçemeyecem.( Aydın insanlar bağrından çıktığı toplumun kimliğidir,onlarda toplumlarının karakteristik özelliklerini okuyabilmek hiç de zor olmasa gerek.Bundan dolayı onların yol gösterici ışıklarından istifade etmek gerektiğine inanırım.. Bunu yaparken sorgulayıcı bir yaklaşım sergilemek gerekir-.istifade edilen her kim olursa olsun-Kuran ve Sünnet çizgisinin dışına da çıkmamak çok büyük bir ehemmiyet taşımaktadır.)

 

 Seyyid Hüseyin Nasr şunu belirtiyor : “Bilinçli bir Müslüman aydın olmanın hem kendi geleneğinin dünyasına hemde modern dünyanın mahiyetine vakıf olmakla mümkün olacağını söyleyen Nasr ;Batı İslam’ı kendi bakış açılarına göre inceleyen pek çok şarkiyatçı yetiştirmiştir,fakat İslam dünyası; biliminden sanatına dininden toplumsal hareketlerine kadar,batı uygarlığının değişik yönlerini İslami bakış açısıyla inceleyebilecek evsafta çok az garbiyatçı çıkarmıştır”. demektedir. Bu düşüncesi gerçekten vurucu ve yerinde bir tespit.

 

Çok hızlı değişen dünyada, değişen dinamikleri iyi okumak,ve buna göre yeni çözümler ortaya koymak bizler için olmazsa olmazlardandır.İslam dünyasının durumu,ortadadır.Geçmişte yaşadığımız olumsuz örnekler çoktur,fakat yazıya sığmayacağından dolayı burada zikredemeyeceğim.Evet neredeyse bütün sosyal ekonomik,kültürel ve diğer faaliyet alanlarının islama ve onun temel prensiplerine aykırı olduğu bir çağda yaşıyoruz.Toplumsal hayatın temel taşlarının islam yok sayılarak döşendiği bu dünyada “Genç Müslüman” ne yapacaktır. Elbetteki modern dünyayı yok sayıp kendi izole hayatını yaşamayacak, batıya ve onun eseri olan modern dünyaya gür kuvvetini imanından ve geleneğinden alan bir sesle yanıt verecektir.

 

Bu da ne istediğini bilen ve ona göre davranışlarını düzenleyen dinamik gençlerimizin yetiştirilmesinden geçmekte. Bu konuda Akademisyenlere öğretmenler ve toplumun diğer dinamiklerine büyük görev düşmektedir.Müslüman gençlerin hem İslam geneleğine hem modern Batıya vakıf olmalarını temin edebilecek “entelektüel haritalara” ihtiyacımız var.Okuyan düşünen anlayan basiretli birer birey olmamız temennisi ile...

Mehmet Güllü Orman

1 yorum

  1. harikaharika diyor ki:

    kalemninize sağlık

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *