Adıyaman Barosu Başkanı Av Bilal Doğan ve Baroya üye avukatlar, Adliye önünde basın açıklaması yaparak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı ve Üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundular.
Basın açıklamasını okuyan Adıyaman Baro Başkanı Av. Bilal Doğan, şunları dile getirdi:
“Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Hatay Milletvekili Av. Can ATALAY’ın yapmış olduğu bireysel başvuruda; kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğine karar vermiş, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlalinin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı gerekçesiyle, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması zorunlu görülmüştür.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ihlal kararının bir örneği kendisine gönderilmesine karşın, kararının temyiz incelemesinden geçtiği ve kesinleştiği belirtilerek, ihlal kararını Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermiştir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım 2023 tarihli kararı ile Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının sonuçlarının giderilmemesine (uyulmamasına) ve “Anayasa hükümlerini ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak” hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.
Yargıtay 3. Ceza dairesince alınan karar, hakimlik mesleği kapsamında görevin gereklerini kasti bir şekilde yerine getirilmemesinden kaynaklı haklarında görevden el çekilmeye davet talebiyle disiplin soruşmasının başlatılması gerekir. Şöyle ki;
1982 Anayasasının 153/6 Maddesi Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını düzenlemiştir.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 48. Maddesinde belirtildiği üzere, Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali neticesinde öngörülen yol yeniden yargılamadır. 6216 sayılı Kanun gereğince verilen “yeniden yargılama” kararı, taleple bağlı olmaksızın, derece mahkemelerince re’sen başlatılması zorunlu olan bir giderim yoludur. Yeniden yargılama kararı kendisine gönderilen derece mahkemesi, kabul edebilirlik incelemesi yapmaksızın yargılamayı yeniler ve bu halde derece mahkemesinin gösterilen sebebin varlığı hususunda herhangi bir takdir yetkisi de bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı sonrasında yargı mercilerinin bariz şekilde Anayasa ve kanunlara aykırı olarak verdikleri kararlarla ihlalin giderilmesini sürüncemede bıraktıkları ve temel hak ve hürriyetleri ihlal edici uygulamaya devam edildiği görülmektedir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce ihlal kararının gereğinin anayasal zorunluluğa karşın yerine getirilmemesi ve kararın uygulanmaması adına Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunularak hukuk devleti ilkesine telafisi imkansız bir zarar verilmektedir.
Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığını tesis etmek amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın benimsediği prensiplerden bir diğeri ise ülkenin hukuk düzenini diğer çağdaş ülke örneklerinde olduğu gibi normlar hiyerarşisini esas alarak yapılandırmaktır. Anayasa'nın 137. ve 138. maddelerinde dolaylı olarak ifade edilen normlar hiyerarşisinin tabii sonucu olarak üstte yer alan kural, alttaki tüm kurallar için bağlayıcıdır ve alttaki her kural, üst kurallara uygun olmak zorundadır. Anayasa'nın "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır" biçimindeki ''Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü'' kenar başlıklı 11. maddesinde Anayasa'nın söz konusu hiyerarşinin en üstünde yer aldığı açıkça ifade edilmiştir. Bahsi geçen hiyerarşik yapının içinde yer alan kanunlara anayasaya uygun olduklarına inanıldığı için uyulur. Aynı şekilde demokratik toplumlarda, kamu gücünü kullanan organların kararlarının normlar hiyerarşisinde en üstte yer alan anayasaya uygun olduğuna olan inanç, kamu gücünü kullananların kararlarını meşru hâle getirir. Bu meşruiyet kamu gücünü kullanan organların tüm eylemlerinde ve kararlarında sürekli olarak bulunmalıdır.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve üyelerince, 8 Kasım 2023 tarihli kararı ile Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasına dair hüküm kurulmuştur. 1982 Anayasanın 153/son maddesi le 6216 sayılı kanunun 48 ve devamı maddeleri gereğince, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı ve yeniden yargılamaya dair hükmü anayasal ve kanuni açıdan bir zorunluluk olup, yargı mercilerinin takdir yetkisine bırakılmamıştır. Bu bağlamda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi başkan ve üyelerince, görevlerinin gerektirdiği şekilde hak temelli bir yargı pratiği ile anayasal hüküm kapsamında bağlayıcılığı tartışmasız olan ihlal kararının gereğini yerine getirmekten imtina etmeleri disiplin soruşturmasını gerektirmekte olup, bu kapsamda, eylemin hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olması ve Can ATALAY açısından keyfi ve hukuksuz bir şekilde hürriyetinden yoksun bırakılmasına sebebiyet verilmesi nedeniyle görevden el çekilmeye davet işlemlerinin yerinde getirilmesi bir zorunluluktur.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda izah ettiğimiz hususlar gereğince, Yargıtay 3. Ceza dairesinin 8 Kasım 2023 tarih ve 2023/12611 esas sayılı kararı gereğince, 3. Daire başkan ve üyelerinin Yargıtay kanunun 19. Maddesi gereğince disiplin soruşturmasının başlatılması, eylemin ağırlığı gözetilerek görevden el çektirmeye davet işleminin uygulanması ve kovuşturma işlemleri neticesinde cezalandırılmalarını talep ederiz” ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasından sonra Baro Başkanı ve avukatlar Yargıtay 3. Ceza Daire Başkanı ve Üyeleri Hakkında Suç Duyurusunda bulundular.
0 yorum