Toplantı
sonrasında açıklamada bulunan Fatin Rüştü Bereket, “Mevcut uygulanan haliyle
çoklu engel grubuna sahip bireylere verilen destek eğitim saatleri yetersiz
kalıyor. Birden fazla engele sahip bireylerin tekli engel grubunda olan
bireylerden daha fazla özel eğitim desteği alması gerekmektedir. Bu sebeple
bireyin yetersizlik alanlarının her biri ayrı ayrı değerlendirilmeli, her bir
engeli için özel eğitim desteği önerilerek eğitim saatleri arttırılmalıdır.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları
Kanununda belirtilen oranda ve Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları
Yönetmeliği doğrultusunda engelli bireyi ücretsiz okutmakla yükümlüdür. Destek
eğitim ödemeleri Hazine ve Maliye Bakanlığınca karşılandığından temelde bu
uygulamanın ortaya çıkışı ile aynılık taşımamaktadır. Dolayısı ile mevzuatta
bulunan bu hüküm amacına aykırı olarak özel ihtiyaçlı bireylerin destek
eğitimlerinde de uygulanmakta ve nihayetinde amaca hizmet etmemektedir.
Özel ihtiyaçlı bireylerin rehabilitasyon merkezlerine taşınmasını sağlamak için
mutlak bir gereklilik olan servis hizmetinin tarafımızdan ücretsiz yapılıyor
olması sektöre mali açıdan büyük bir yük getirmektedir. Şimdiye kadar almış
olduğunuz eğitim ödeneğinden karşılanan servis hizmeti, yakıt ve servis
personeli ile araç tedarik, bakım ve değişim giderlerindeki aşırı artış nedeniyle
artık sürdürülemez noktaya gelmiştir. Her bir özel ihtiyaçlı bireyin ve
ailesinin onuruna yakışır şekilde bu hizmeti sürdürmek adına servis destek
ücreti ödenmesi oldukça önem arz etmektedir.
Kurumlarımız verdiği eğitim ücretinin her sene hangi oranda arttırılacağını
bilmediğinden, hatta kimi zaman ilgili artış ayı bitip devam eden ayın
ortalarını bulan ücret tebliğleri nedeniyle ne gerekli yatırımları yapabilmekte
ne de çalışan personeline çalışacakları döneme ilişkin ücretlerini
belirleyebilmektedir. Ayrıca ücret artış dönemlerinden kısa süre önce yapacağı
personel istihdamlarında da yıl boyu geçerli ücret konusunda sağlıklı bilgiyi
iş başvurusu sırasında telaffuz edememektedir. Bu belirsizlik hem işveren hem
de çalışan açısından ir belirsizlik ve huzursuzluk ortamı oluşturmaktadır.
Bu husus özelikle bünyemizde çalışan öğretmenlere, kamuda çalışan eşdeğer
meslektaşlarına yakın bir ücretin ödenebilmesi için elzemdir.
Kurumların daha sağlıklı çalışması ve kamu gözündeki olumsuz önyargıların
önlenmesi açısından biyometrik kimlik doğrulama sistemi gelmelidir. Bu sayede
uygulanmakta olan tüm denetim mekanizmasından daha etkin ve hızlı bir kontrol
sistemi kurulmuş olacaktır” dedi.
0 yorum