Kahta Yüzüncü yıl Parkında ''Mescidi
Aksa Mirasımız Gazze Kıyamımız'' adlı basıl bildirisinde Kahta İHH Temsilcisi
Mahmut ÇELEBİ Sözcü olarak,
Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve
Rahim olan Yüce Allah’ın 99 adıyla
Hamd
Alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
Salatu Selam
Onun Yüce Peygamberi Hz.Muhammed (s.a.v) in üzerine aline ve ashabına olsun.
Esteuzubillah يَنْقَلِبُونَ
مُنْقَلَبٍ اَيَّ ظَلَمُٓوا الَّذ۪ينَ وَسَيَعْلَمُ
“Zulmedenler
hangi akıbete uğrayacaklarını yakında görecekler .”Şuara/227
Yüreği
Mescid-i Aksa için çarpan kardeşlerim, değerli basın mensupları ve güvenlik
görevlisi kardeşlerimiz.
Allah’ın
selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Siyonist Lanetli
işgal rejiminin Gazze’ye yönelik yapmış olduğu soykırıma dur demek ve işlemiş
olduğu katliamlarını durdurmak için tek yürek olarak bir aradayız.
Filistin’de Gazze’de saldırılar ve katliamlar devam etmekte,
her gün mazlum halk çocuk-kadın denilmeden Şehid edilmekte, Mescid-i Aksa’nın
kapısı Müslümanlara kapalı tutulup siyonist işgal çetesince işgale devam
edilmektedir.
Her seferinde dile getirdiğimiz gibi Kudüs, Mescid-i Aksa sadece bir toprak parçası değil, sadece Filistin’lilere ve Araplara ait değil, bilakis tüm müslümanlar için akidevi bir meseledir. Filistin’deki 75 yıldır devam eden savaş önce israil-arap savaşı, sonra israil-filistin savaşı, günümüzde de israil- hamas savaşı olarak dünyaya yutturulmaktadır. Halbuki israil sadece islam dünyası için değil, tüm insanlık için bir mikrop ve islam aleminin bağrına saplanmış bir hançerdir.
Aynı zamanda Mescid-i Aksa ve etrafı da kutsal bir mekandır.
Öyle kutsal ki Resulullah (s..a.v.) Efendimiz Mekke’de, hüzün
yılında, en daraldığı vakitte, destekçileri Hz. Hatice ve Amcası Ebu Talib’i
kaybettiği, Taif’te taşlandığı, müşriklerin himayesinde Mekke’ye girmek
durumunda kaldığı bir zaman diliminde Mescid-i Aksa ve Kudüs kendisine
yeryüzünden gökyüzüne açılan kapı ve tüm peygamberlerin ruhaniyetlerine imamlık
ederek namaza durduğu mekandır.
Gazze'de
siyonist vahşet bugün itibariyle 42 gündür devam ediyor. Siyonistlerin Gazze’ye
yönelik saldırılarında 7 Ekim'den bu yana 4 bin 800 e yakın çocuk, 3200 ye
kadın olma üzere toplamda 12000 yakın Filistinli kardeşimiz katledildi.
Soykırım suçu
işleyen siyonistler, yapmış olduğu saldırılarda hiçbir kural, kaide ve ölçü
tanımamaktadır. Terör şebekesinin Gazze’ye yapmış olduğu hava saldırılarında, kadın,
çocuk, yaşlı ve bebekler canice ve vahşice katledilmektedir.
Filistin'de
her 10 dakikada bir, bir çocuk hayatını kaybetmektedir. Gazze, açık hava
hapishanesinden adeta çocuk mezarlığına dönüştürülmüş durumdadır. Hayatta kalan
çocuklar ise ailelerini, evlerini, yakınlarını kaybederek her türlü zulmü
görmektedirler.
Gazze’ye
atılan bombaların şiddeti ve tahribatı Hiroşima’ya atılan atom bombasının
şiddet ve tahribatının iki katına ulaşmıştır. Her geçen gün siyonist vahşet kat
be kat artarak, camiler, okullar, yerleşim yerleri bombalanmaktadır. Gazze’nin
yarısı yıkık ve virane hale getirilmiştir.
Filistin’de
Kudüs’te ve Mescidi Aksa’da Müslümanların inancı ve kutsalları Siyonist
işgalcilerin postallarıyla çiğnenmektedir.
Siyonistlerin
yapmış olduğu katliam ve soykırıma İslam ülkelerinin liderleri seyirci kalmakta
ve bu mezalimi durduracak hiçbir somut adım atmamaktadırlar.
Gazze’ye
yapılan saldırılarda 10 binden fazla mazlumun kanı; siyonistlerin, Amerika’nın
ve batılı ülke liderlerinin ellerine bulaşmıştır.
Amerika, İngiltere, Fransa ve daha
birçok batılı ülke liderleri Siyonistlere açık destek vermektedirler. Ne yazık
ki bu zulme İslam ülkelerinin liderleri kör, sağır ve dilsiz kalarak üç
maymunları oynamaktadırlar. Zulme sessiz kalmak da zulümdür. Bütün dünyanın
gözü önünde yaptığı bu katliamlara karşı ülkeler sadece kınamakla yetinmekte,
siyonist netanyahu ve işgal çetesini durduracak adımlar atılmamaktadır. Halbuki
geçmişte olduğu gibi şu anda da siyonist israil çetesi sayısız savaş suçu
işlemekte, camileri, hastaneleri bombalamakta, kadın çocuk demeden sivil halkı
katletmektedir. Nerede insan hakları savunucuları, nerede insanlık havarileri
kesilenler.
İşgalci
İsrail’in bombardımanı neticesinde yıkılan binaların enkazları altında binlerce
insan kurtarılmayı beklemektir. Ama daha korkunç olanı ise siyonistlerin bu
saldırılarına duyarsız kalanların vicdanlarını ve insanlığını enkazların
altında gömmüş olmalarıdır.
Yıkım ve
soykırım suçlarını işleyen Siyonistler, unutmayalım ki insanlığa ve vicdana da
savaş açmışlardır.
Zulümle abad
olunmaz ve israil yok olmaya mahkumdur. Ülke liderleri bu zulme sessiz kalsalar
da artık halklar uyandı. Bu gün dünyanın birçok ülkesinde batısıyla doğusuyla,
kuzeyiyle güneyiyle, halklar meydanlara akın ederek, siyonist vahşeti telin
etmektedirler.
Mazlumun dini,
rengi ve ırkı sorulmaz. Bir yerde zulüm varsa, insanlığını yitirmemiş vicdan
sahipleri mazlumun yanında yer almalı ve zulme dur demek için elinden gelen her
türlü çabayı göstermelidir.
Ey zalim Amerika
ve Avrupa! artık halklar uyandı. Müslüman halkların vicdanı uyandı. Dünya ülkelerindeki
halkların vicdanı uyandı. Vicdan sahipleri meydanları doldurmakta ve siyonist
vahşete karşı somut adımların atılması için kendi ülke liderlerine baskı
yapmaktadırlar.
Siyonist çeteler,
tüm dünyanın gözü önünde Amerika’yı ve Avrupa’yı arkasına alarak, soykırım suçu
işlemeye devam etmektedir.
Gazze’de
bebeler, çocuklar, kadınlar katledilirken; insan haklarından, temel hak ve
hürriyetlerden, kadın haklarından, çocuk haklarından dem vuranların tek tek
maskeleri düşmeye devam etmektedir.
İnsan
haklarından, kadın haklarından, çocuk haklarından dem vuranlar, sözüm ona
hayvan hakları koruyucuları neredesiniz? Neden sessiniz çıkmıyor? Artık bu sihirli sözlerinizin hiçbir anlamı
kalmamıştır. Bu sihirli sözlerin arkasına sığındığınız maskeleriniz tek tek
düşmüştür.
Kardeşlerim!
Korkaklar
bebek öldürür, kadın öldürür, çocuk öldürür. Cesurlar ise yüz yüze kendi
denkleriyle savaşırlar. Siyonistler direniş kahramanlarıyla yüz yüze
savaşmaktan korkuyorlar. Bu yüzden kadın, çocuk, bebek ve savunmasız insanları
katletmektedirler.
Bu korkak,
dünya düşkünü ve şehvetperest aşağılık Siyonist çetelerinin psikolojileri
bozulmuş, direniş gruplarının yapmış olduğu saldırılardan dolayı zırhlı araçlarının
içinde mahsur kalarak zilleti yaşamaktadırlar.
Siyonist
çeteler her gün ölüm korkusunu yaşayarak ölmemek için savaşırken, direniş
kahramanları ise şehid olmak için savaşmaktadırlar.
Siyonistler
her an nerede bir saldırıyla karşılaşacaklarını kestirememektedirler. O çok güvendikleri zırhlı tankların içinde ölüm
korkusu ile tir tir titremektedirler. Her an bir Yasin roketinin tanklarını
imha etme korkusunu yaşamaktadırlar. Siyonistler gökyüzündeki yıldırımların
düşmesinden veyahut 7 şiddetinde depremi yaşamaktan daha ağır korku ve paniği
yaşamaktadırlar.
Siyonist
cephe sıkıştığı anda; Birleşmiş Milletler, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri hemen
barış havarisi kesilecektir. Ve inşallah Siyonist cephe öyle bir sıkışacaktır
ki nefes alamayacak duruma gelecektir. İşte o gün zafer, mazlumların zaferi
olacaktır. İşte o gün zafer, inananların zaferi olacaktır.
Kudüs ve
Mescidi Aksa ümmetin izzeti ve namusudur. Ümmetin izzetini ve namusunu muhafaza
eden direniş hareketinin yanındayız.
Bakınız Amerika
ve Avrupa Ülkeleri Siyonistlere borçlu oldukları için borçlarını ödeyebilmek
adına tüm imkanlarını seferber etmiş durumdalar. Bizlerde Filistinli
kardeşlerimize ümmetin izzetini muhafaza ettikleri için borcumuzu ödemekle
mükellefiz.
Ben izzet ve
şeref sahibiyim diyen her Müslüman bu aziz ve kutsi olan Kudüs davasına ve
Gazze’nin izzetli direnişine destek vermelidir.
Buradan İslam
Ülkelerinin liderlerine ve tüm İslam alemine sesleniyoruz ve talep ediyoruz:
1-HAMAS
Filistin’in meşru siyasi hükümeti ve temsilcisidir. ABD veya Siyonistlerin Gazze
ile ilgili verecekleri kararın hiç bir önemi yoktur.
2- Gazze’ye
acil yardım koridoru kurulmalı, Türkiye bu işe öncülük etmelidir. Gazze’ye
gidecek büyük bir yardım filosu deniz yoluyla ivedilikle yola çıkarak, Gazze’ye
ulaşmalıdır. Dünyadaki bütün vicdan ve insaf ehli bu filoya davet edilmelidir.
3-Kürecik ve
İncirlik üsleri kapatılmalı en azından bu katliamlar devam ettiği müddetçe
faaliyetleri süresiz durdurulmalıdır.
4-Kargo
uçaklarıyla ve Türkiye limanlarından gemilerle siyonistlere erzak taşınmasından
vazgeçilmelidir.
5-İslam
Ülkeleri hep beraber Siyonistlere ciddi bir ambargo uygulamalıdır.
6-Türkiye
vatandaşı olup Filistinli masumları öldürmeye giden katiller çağrılıp
yargılanmalı, suçu sabit olanların mal varlığına el konularak vatandaşlıktan
çıkarılmalıdır.
7- İsrail
mallarına yapılan boykota devam edilmelidir. Boykot hayatımızın bir parçası
olmalıdır.
Ve Filistin halkının yaşadığı zulüm ve soykırımı
normalleştirme oyunları…
Direnişe destek veren Dünya müslümanları olarak bunu kabul
etmeyip her seferinde meydanlara inmekte ve tarafımızı ortaya koymaktayız. Aynı
zamanda meydanlara inerken bu direniş ruhunun bizden sönüp gitmesine engel
olmaktayız. Ancak gücü elinde bulunduranlar için bu katliamlar öyle bir normal
hale gelmiş ki siyonist işgal çetesi bakanının “nükleer bomba kullanmak
seçenekler arasındadır” korkunç sözü bile dünyayı kendine getirmemektedir.
Bunca vahşeti, katliamı ve soykırımı gözünü kırpmadan ve her türlü savaş suşu
işleyen bu melun çete elbette bu sözü söylerken hem yapacakları katlaima zemin
bulmakta, hem de ne kadar vahşileşmiş olduğunu göstermektedir.
Her gün televizyon ekranlarından
haberlerden okuduğumuz günü birlik şehidlerin sayısı verilmektedir. Filistin
artık şehid edilen rakamlarla ifade edilmeye başlanmıştır.
Değerli kardeşlerim, Filistin
davasını normalleştirmeyeceğiz, gündemimizden düşürmeyeceğiz. Çünkü orada
yapılan katliam evimizde, mahallemizde, köyümüzde, şehrimizde yapılmış gibidir.
Dolayısıyla şehidlerimiz iftiharımız olmakla beraber müslümanlar için her gün
yas demektir, taziye demektir. Taziye olan evde, köyde, mahallede nasıl ki
hayat normal işlemiyorsa bizde de bu katliam ve işgal devam ettiği sürece
yasımız, üzüntümüz devam etmelidir. Filistin’in bilincini, Aksa’nın önemini ve
direniş erlerinin ruhunu çocuklarımıza, ailemize ve etrafımıza anlatmaya devam
etmeliyiz. Bu ruhun asla sönmeyen bir ateş gibi sürekli içimizde yanmasını
sağlamalıyız.
Biz Kahta STK’ları olarak bir kez daha en yüksek sesle
haykırıyoruz ve diyoruz ki; canımızla, kanımızla, malımızla ve aile efradımızla
ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız.
Filistin’in ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız
ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakarlığı yapmaya
hazırız.
Size ne
oluyor ki, Allah yolunda ve Esteizubillah ‘Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden
çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım
eden yolla’ diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına
savaşmıyorsunuz? Nisa suresinin 75’inci ayetinin muhatabıyız.
Filistin
halkına selam olsun!
Aksa Tufanı
operasyonuna selam olsun!
Kahraman
mücahitlere selam olsun!
Direnişe ve
dirilişe selam olsun!
Ebu
Ubeydelere Selam olsun!
Şehitlere
selam olsun!
Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun. Dedi akabinde şehitler için gıyabi cenaze namazı kılındı.
0 yorum